BENİ BEN YAPAN insanlardan biri daha ayrıldı aramızdan.
Bir yıldız daha kaydı hayatımızdan.
Prof. Dr. Maxwell McCombs, 85 yaşında hayata gözlerini
yumdu.
...
Bu sabah mesajı gördüğümde bir film şeridi gibi geçti
zihnimden…
Onun deyişiyle, çeyrek asrı geçen dostluğumuz.
Gündem belirleme kuramı üzerine doktora tezimi yazmaya
başladığımda, onunla tanıştım. Kuramın isim babasıydı ve yaşıyordu! Ondan gelen
ilk yanıtı gördüğümde nasıl mutlu olduğumu anlatamam…
İletişim bilimleri alanında bugün bu kuramı bilmeyen yoktur.
Ben de çeyrek asır önce ondan öğrenme fırsatı buldum. E-postalarla, onu “soru
yağmuruna tuttum”. Öyle demişti bir keresinde…
O gün bugündür de sabırla yanıt verdi her yazdığıma, her
soruduğuma…
Elini üzerimden hiç çekmedi…
Sonra, tezim bitti ve beni ben yapan insanlardan biri daha olan, tez danışmanım merhum Prof. Dr. Uğur Demiray ile birlikte Prof. Dr. McCombs, Prof. Dr. Donald Shaw ve Prof. Dr. Judith Litterst ile geniş bir Türkiye turu yaptık. Yerebatan Sarayı, Kapadokya, Ihlara vadisi, İstanbul, Eskişehir, Nevşehir, Konya, …
Onun sayesinde University of Texas at Austin’de misafir öğretim üyesi olarak bulundum. Değerli arkadaşım, Prof. Dr. Serra Görpe ile orada tanıştım.
Sonra, bu yıl Kasım ayında 20’ncisini gerçekleştireceğimiz uluslararası iletişim sempozyumu Communication in the Millennium’u kurduk. Bir yıl Amerika’da bir yıl Türkiye’de organize ettik.
Yüzlerce akademisyen bu organizasyon sayesinde hayatlarında ilk kez Amerika’yı gördüler ve hayatlarında ilk kez akademik bir ortamda İngilizce bildiri sundular.
...
O günlerde Amerika’ya gitmek bugünkü kadar kolay değildi.
Bugün de belki kolay değil ama Ankara’ya gidip gri pasaport çıkartmak, vize
işleriyle uğraşmak, bugünkünden daha fazla eziyetti. Sempozyum sayesinde
açtığımız yoldan pek çok akademisyen bu vizeyi aldı.
Kısa adıyla CIM, Türkiye’nin iletişim bilimleri alanında en
uzun soluklu devam eden sempozyumu oldu ve bugün pek çok benzerinin
gerçekleştirilmesine öncülük etti.
Prof. Dr. McCombs, gündem belirleme kuramı gibi sempozyumun da
isim babasıydı.
...
En son, -sanki dün gibi- 2017 yılında yüz yüze görüştük Austin’de. Beni
unutamayacağım bir şekilde evinde misafir etti. Beraber, eski günlerdeki gibi Üniversite’ye
gittik. Sağlık sorunları hep vardı ama yüzünden gülücük, kahkaha, neşe, espri
ve fıkralar eksik olmuyordu.
Ne kıymetli bir insandı, ne kıymetli bir aileye sahipti, ne
kıymetli bir eşi (Betsy) ve 4 çocuğu vardı…
Türkçe yayınladığım ilk gündem belirleme kitabıma önsöz
yazmıştı.
Polonya’da birlikte bulunduğumuz bir sempozyumda beni “evladım”
diye tanıtmıştı.
Pek çok hediyesi, hatırası var evimde, ofisimde…
...
Şimdi gözlerimin önünde…
Konya Selçuk Üniversitesi’nde masa başında yaptığımız o
röportaj geliyor sonra aklıma…
Ben, kısa saçlı…
20’li yaşlarda…
Bir yanımda McCombs hoca, bir yanımda Shaw hoca…
Ne büyük gurur genç bir akademisyen için…
Nerdeyse her iki yılda bir yüz yüze görüştük daha sonra. Amerika
ve Avrupa’da pek çok üniversitede birlikte bulunduk. Gündem belirleme konuştuk,
içerik analizi konuştuk, derslerden ve öğrencilerden söz ettik, gündemden, hayattan
bahsettik…
...
Pek çok akademisyenle tanıştırdı beni. Merhum hocam, yine bir
başka yıldız, bir başka beni ben yapan hocalarımdan biri Werner Severin’le onun
sayesinde ilerledi dostluğumuz.
Merhum Prof. Dr. Jim Tankard, merhum Prof. Dr. Robert Stevenson, hala görüştüğüm Prof. Dr. David Weaver, Prof. Dr. Wayne Wanta, Prof. Dr. Christina Ogan, Prof. Dr. Stephen Reese ve sempozyuma da konuk ettiğimiz pek çok değerli hocamız…
Hayatıma dokunan daha pek çok isimle beni o tanıştırdı…
Gündem belirleme kuramının diğer isim babası, McCombs hocanın yakın dostu, Prof. Dr. Donald Shaw hocayı üç yıl önce kaybettik.
Şimdi de McCombs hoca…
Birer birer kayıyor yıldızlar…
...
Betsy’e bir mesaj yazdım az önce. Başsağlığı diledim. Böyle
bir eşe sahip olduğu için şanslı olduğunu dile getirdim. McCombs hoca da Betsy
gibi bir eşe sahip olduğu için çok şanslıydı.
O yalnızca iletişim bilimlerinin kilometre taşı bilim insanlarından
biri değildi benim için. O olmaza ben, bugünkü ben olamazdım. Ondan çok şey
öğrendim. Hayatıma değen sihirli bir eldi benim için.
Hayata dair de çok şey öğrendim ondan. En lüks restoranlarda
en pahalı yemekleri de yedik birlikte, bir kırsalda barbekü restoranda da
bulunduk. En çok da Üniversitenin bahçesinde, yeşilliklerin üzerinde, ağaçların
gölgesinde, sincapları izlerken yediğimiz sandviçlerimiz geliyor aklıma. O bitmeyen
gülüşüyle… Serra da yanımızda…
Bir dönem boyu onun içerik analizi derslerine girmiştik
Serra Görpe ile birlikte.
Unutulmaz anılarım var hem ders işleyişiyle hem
öğrencileriyle ilişkileriyle…
...
Yaz boyu yazıştık McCombs hocayla. Kanser tedavisi devam ederken hem sağlığından haber aldım hem projemizin yayınlanmayı bekleyen makalesi üzerine konuştuk hem de 20’nci sempozyum için görüşlerini dinledim.
Daha geçen hafta, son durumundan söz etmişti. Ben de bu yazıdaki gibi
onun hayatımdaki doldurulamayacak yerini tarif etmeye çalışmış ve her şey için bir kez daha teşekkür etmiştim.
Sanki son veda gibi…
Ve bugün, bir yıldız daha kaydı aramızdan.
Güle güle hocam.
Rahat uyu yattığın yerde.
Cennet’ten Uğur hocamla, Prof. Dr. Shaw ile ve diğer
yıldızlarla parlayacağınıza ve bize el sallayacağınıza inanıyorum.
Ben de arkanızdan gözyaşları içinde ellerimi sallıyorum.
Bir gün hep beraber yeniden buluşmak üzere…
Öğrencin, arkadaşın, evladın Erkan.
Sanıyorum 2001-2002, Austin, McCombs hocanın evi, Prof. Dr. Donald Shaw, Prof. Dr. Judith Litterst ve Prof. Dr. Serra Görpe ile birlikte...
Prof Dr Maxwell McCombs ve Donald Shaw ile söyleşi...