Bu sabah İstanbul’dan Eskişehir’e doğru yola çıktım. Ne ilginçtir ki, aynı anda üç farklı navigasyon uygulamasını kullanmak gibi tuhaf bir deneyimim oldu. Ve yol boyunca düşündüm: Eğer navigasyon bir yaşam koçu olsaydı, onu nasıl tanımlardık? Hayatımızda nasıl bir rehber olurdu?
YOLCULUK NEREYE?
Navigasyon kullanırken ilk yapmamız gereken şey aslında çok basit: Nereye gitmek istediğini bilmek.
Hani derler ya, “Hangi limana gitmek istediğini bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.”
Doğru!
Navigasyon da aynen böyle… Ona hedef vermeden ondan medet umamazsın.
İster dünyayı dolaş, ister markete git… Önce durup kendine şu soruyu sormalısın: “Nereye?”
TERCİHLER
Hedefi belirledikten sonra ikinci perde başlar.
Navigasyon bize seçenekler sunar: “Daha kısa ama trafik yoğun yol mu? Paralı ama hızlı güzergah mı? Biraz daha uzun ama daha sakin, manzaralı rota mı?”
Üstelik bunu yaparken bizim tercihlerimizi de belirtmemizi ister: “Ödemeli yol ister misiniz? Feribot kullanır mısınız? Kestirme ama dar yollara razı mısınız?”
Ve burada hayatın sesi devreye girer: “Değerlerini ve önceliklerini bilmeden yol seçemezsin.”
Yani mesele sadece hedef değil. Hangi yollardan gitmeyeceğin, nelerden asla taviz vermeyeceğin, kırmızı çizgilerin ve ilkelerin. Bunlar da net olmalı.
Çünkü hayat, eninde sonunda bir tercih meselesi…
Yani, “Her seçiş bir vazgeçiştir”
UYARILAR…
Rotayı seçtik diyelim. Navigasyon hemen yolun fotoğrafını çeker: “Trafik var mı? Yol çalışması var mı? Asfalt mı, stabilize mi?”
Ah, ne güzel olurdu değil mi, hayat da bize şöyle dese: “Bu kariyer yolunda şu zorluklar seni bekliyor.” Veya “Bu ilişki rotasında çok duygusal kasis var, aman dikkatli ol.”
Ama hayat, tıpkı yol gibi tüm sürprizleriyle bizi karşılar. Çünkü John Lennon’ın dediği gibi: “Hayat, biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir.”
APTAL MISIN?
Ve işte navigasyonun en muhteşem tarafı o noktada devreye girer.
Diyelim ki yanlış yola saptınız. Navigasyon asla bağırmaz. Asla yargılamaz. Asla suçlamaz!
“Aptal mısın sen! Geri zekalı manyak, sağa dönecektin, niye dönmedin? Kaç kere söyledim sana! Hiç laftan anlamaz mısın? Kalın kafalı!” demez.
Sadece sessiz ve sakin bir sesle şöyle der: “Rota yeniden hesaplanıyor.”
Sanki hiçbir şey olmamış gibi… Ne alınır, ne gücenir, ne de küsüp programdan çıkar. Sabırlı, sakin ve çözüm odaklıdır.
Düşünüyorum da…
Keşke anne babalarımız, öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız da böyle olsa.
Ve biz… Biz de başkalarına karşı böyle olabilsek.
Yargılamadan, suçlamadan, utandırmadan, üstünlük taslamadan konuşabilsek…
“Bak tamam, geçmişte sola döndün. Ama şimdi şuradan dönersen yine hedefe ulaşırız” diyebilsek.
ÖYLE BİR DOST Kİ…
Örneğin navigasyonun dilinde asla şu cümle yoktur: “Bu saatten sonra varamazsın.”
Ne kadar hata yapsak ne kadar sapıtsak da, o hep bir yol bulur.
Sessizce, ısrarla ve yorulmadan…
“Öff” demeden, “yine mi?” demeden, “ama yeter artık ya…” demeden…
İşte bu yüzden navigasyon örnek bir öğretmen, iyi bir yaşam koçu ve yakın bir dost gibidir.
Yanlış da yapsak, burnumuzun dikine de gitsek, o hep bizim yanımızdadır ve yardım etmekten hiç usanmaz.
Üstelik sıkıştığımızda ya da daha iyi bir yol seçeneği ortaya çıktığında bizi hemen uyarır: “Daha kısa bir yol bulundu.”
YETER Kİ VAZGEÇME!
Navigasyon bilir ki hata yapmak, yolculuğun doğal bir parçasıdır.
Yeter ki yanlış da yapsak, sapmalar da yaşasak vazgeçmeyelim. Kızmayalım, sinirlenmeyelim… Direksiyonu bırakmayalım, arabadan inmeyelim, yolumuzdan dönmeyelim.
Çünkü hemen ya da eninde sonunda: “Rota yeniden hesaplanıyor.”
Bu arada “Ben denizin altındaki tünelden geçmem, boğaz köprüsünden geçelim” derseniz, o da kolay. Rotanıza istediğiniz kadar durak ekleyebilir ya da çıkarabilirsiniz.
“Bir de Sapanca’ya uğrasak mı?” diye düşünürseniz, bir durak daha ekleyerek durumu değerlendirebilirsiniz.
Böylece hedefinizden sapmadan hayatın farklı seçeneklerini deneyimleyebilir, kendi imkân ve tercihlerinize göre rotanızı yeniden oluşturabilirsiniz.
İsterseniz de tek bir parmak ucu hareketiyle hepsinden vazgeçebilirsiniz.
Hatta navigasyonu kapatıp “yolun sizi götürdüğü yere” de gitmek isteyebilirsiniz.
Dilediğiniz zaman da tek bir tuşla yeniden başlatıp yolunuza tekrar onunla devam edebilirsiniz.
Hem de hiçbir sitem, şikâyet, küsmece, darılmaca yaşamadan…
BİR TAVSİYE…
Ha, bu arada…
Size dostane bir tavsiye: Sakın benim yaptığım gibi üç navigasyonu aynı anda kullanmaya kalkmayın.
Vallahi yolunuz kadar kafanız da karışıyor.
O yüzden birkaç dakika için sağa çekin ve bir karar verin: “Hangisinin dilini daha iyi anlıyorsunuz? Hangisi daha güncel bir harita sunuyor? Hangisi size daha doğru geliyor?”
Ve en güvendiğiniz birini seçin.
Çünkü ne derler bilirsiniz: Bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Bilge adamın dediği gibi “Hayat dikkatle taşıdığın bir kaşık yağ kadar hassas; ama o kaşıkla dünyayı dolaşmak kadar da heyecan vericidir.”
Şimdi: “Rota yeniden hesaplanıyor.”
Prof Dr Erkan Yüksel
***